Arkadaşlar merhaba bu yazımda size benim yani öğrenci gözünden Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversite'sini ve kendi mezun olduğum işletme fakültesinden bahsedeceğim. Bir takım aslı olmayan iddialar var belki onlara açıklık getiririm. Biraz deneme tarzı oldu aklıma bu geldi. Hazırlık ve okul aşamalarımdan bahsedeceğim. Yani işletme bölümünü seçeceklere bir tür rehber.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi(AYBÜ) 2010 yılında kurulmuş ve Ankara'nın 5. devlet üniversitesidir. Kendim İşletme Fakülesi İşletme bölümü mezunuyum. Bölümümüz tıpkı diğer bölümler gibi %100 ingilizce. Dönemimiz Aybu işletme fakültesi olarak baştan sona verdiği ilk mezunlardanız.
Şimdi size başlangıç olarak ingilizce hazırlık kısmından belirteceğim. AYBÜ yabancı diller hazırlık kursu size gerçekten ingilizce öğretmeye odaklı öğrenci yanlısı ve alanında iyi hocaların bulunduğu bir kurs bitirince eğerki sertifikam olsun diyorsanız benim zamanımda 1 senelik 400 tl degerinde orjinal kitap satıyorlar. Kurs bitirmeniz başarılı ise size PEARSON ingilizce hazırlık sertifikası veriyorlar. Pearson şu an da yabancı dilde eğitim veren birçok kurumda kullanılan yayınların sahibi ünlü bir şirket. "Longman" olarakta bilinir.
Şimdi şuna açıklık getirelim. Yok Aybu Hazırlık zordur, Yok hocalar öğrencileri zorluyor, yok 2 sene alanlar oluyormuş, gibi iddialar var. Şunu çok net söyleyebilirim ki evet zor. Evet 2 senede geçenler var. Benim zamanımda geçme notu 70 idi şimdi nasıl bilmiyorum. Şu an da zorluyorlar mı bilgim yok. Size şunu da söyleyebilirim ki üniversite sınavına hazırlandığımdan çok daha fazla çalışmam gerekti. İngilizcem vasattı lisede 60 tan yüksek notum yoktu bu arada Anadolu lisesi mezunuyum haftada 6 saaten fazla ing görüyorduk. Her 2 ayda bir kur atlıyorsunuz sınıflar değişiyor her kurun sonu yeterlilik sınavı uygulanıyor ondada kur atlama puanı 60 Listening Reading Speaking ve Writing öğelerini kapsıyordu. Hazırlık muafiyet sınavı 1 ara dönemde 3'te yaz dönemi yapılıyor. Toefl ve YDS geçerliydı yanılmıyorsam. Ara dönem sınavı kolay oluyor ama ona katılabilmeniz için yanılmıyorsam B+ seviyesini bitirmiş olmanız gerekiyor. Ben yaz da en son sınavda 70.5 puan alarak çok şukur geçebildim.
Nasıl bir yöntem izledim. Son 4 ay sabah 8 de programa başlıyordum. Aksam 10 arada yemek ve kısa molalarla Listening, Reading, Speaking, Writing pratikleri yapıyordum. 2 şer saat aralıklarla çalışıyordum. Mesela 2 saat listening 2 saat writing. Herkes bu şekilde çalışmadı tabi bazıları bir yetenekle doğuyor ve çalışmadan geçenlerde oluyordu. Yada daha az çalışarak ama bende ingilizce zayıftı gördüğümüz lisede geçmek için çalıştığımız gramer ezberlerinden ibaret.. Şimdi diyen olacak abi o kadar nasıl çalışabildim. Abi program o kadar sıkıcı değil film izle bir şey okumak yormuyor insanı.
Listeningte ing altyazılı inglizce filmler izliyordum.(Bkz. Ororo Tv, Voscreen, BBC 6 minute english). Writingte ingilizce essay konuları indirdim. Birini seçip giriş gelişme sonuç mantığı ile (onun detayları var hazırlıkta öğretiyorlar) yazdım. Kuzenim ODTU doktora yapıyordu bu benim için bir şanstı o da denetliyordu. Readingte çeşitli essaylerin bulunduğu kitabı okuyordum. Read at Work 1-2 More to read 1-2 onlarıda bitirdim. Speaking aslında en az önem verdiğim konuydu bir yöntem yoktu. Zaten sınavın %10'nu kapsıyordu. Sesli sesli okudugum kitaplar bazen arkadaşlarla ettiğim ingilizce sohbetler bazende çöp çatan sitelerinde konuştuğum kızlardan ibaretti.
Neyse kazandık bölüme başladık. Bölüm Ankara Tunalı Hilmideydi. Kuğulu parkın orada. 1 yada 2 sene orada okudum. Ulaşım iyidi merkezdeydi kızılaya yürüyerek 20dk cıvarındaydı. Orada kızılaya yürürken arkadaşlarla yapılan sohbetin tadi halen damağımda.
Fakültede ilk dönemim berbattı her şey ingilizce derste bi b*k anlamıyorum. Bilmediğim zibilyon terim var. Evde okuyorum ondada anlamıyorum. Ortalama her dönem 8 dersimiz oluyordu ingilizce takviside veriyorlardı. Ama her dersi CC verdim yanılmıyorsam 1 tanede CB vardı.(Halen aklımda şu soru var: Hukuktan benden ful geçiren arkadaşım 78 aldı ben o sınavdan nasıl 60 aldım.) Sonra toparladık 3.12 ile bölümde ya 7. ya 8. sırada mezun oldum ilk 2 yabancı uyrukluydu ha bu arada %30 muz yabancı öğrenciydi fakultede.
Neyse okulda kampüs yoktu ve yapım aşamasındaydı. O aralar fetö davaları yüzünden kapananan Turgut Özal Üniversitesinin 2 tane keçiörende yerleşkesi vardı. Araları yürüyerek 5-10 dk Antarese çok yakın o kampüs elimize geçti bizde umutlanıyorduk oraya geçeriz diye ama öyle olmadı ve hazırlık mühendislik hukuk sağlık fakülteleri oraya taşındı. Sonra ne oldu keçiören yerleşkesine İşletme alınmadı ve teeeeee.... çubukta yeni yapılan kampüse taşındık. Kaç fakulte? İlahiyat, işletme, psikoloji , tarih, ve sağlık. Şunu net söyleyebilirim; Çubuğa üniversite yapma nedeni Ankara'nın kuzeyini geliştirmek olduğunu söylerler. Bütün öğrencilerde biliyordu ki bunun neden çok farklı. Külliye(Kampüs) çevre arazileri üniversite kurulmadan önce satın alanları bir araştırın. Bize hocamız söyle dedi "Dönümünü Broadway parasına aldığımız araziyi şimdi dönümüne e250 veriyorlar". Neyse derinleştirmeyelim. Başladık yeni bina buz gibi bina bozuk yollar ulaşım sıkıntısı tam dağın başı. Ben 67.000 küsür sıralama ile yerleştim kuzenim 8 puan yüksek alarak Hukuğa yerleşmişti. Mezun olduğumda sıralama 150.000 küsüre gerilemişti. Hep bu çubuk yüzünden. Bende çubuk yurduna yerleştim. Eryamanla arası 2.30 saat sürüyordu ki trafik olmazsa. Çubuk merkezle bile 30 dk fakülteye gitmek için otobüs kullanıyorduk.
Şimdi fakülteye başladığımda işletme kadrosu tam bir Flagship'ti. Ankaranın bilinen boğaziçili odtulü hocalar felan vardı. Bazılarında dersler alma şansı edindim. Bunlar sizin için bir kriter olmasın diğer üniversitelerden mezun olan çok kaliteli eğitim veren hocalar vardı. Şimdi üniversite öğrenci odaklı mantığı ile çıktı tamam problem yaşayan öğrenciler ve problem yaşatan bazı hocalarımız vardı. Ama biz istediğimiz hocanın kapısını çalıp sohbet edip fikir danışabiliyorduk dekan dahil. Yani burnu büyük hocalarımız vardı ama azdı.
Sonra ders almak istediğim hocaların bazıları ayrılmaya başladı bu da benim istemediğim bir şeydi. Neden şu siyasi işler ve Çubuk meselesi yüzünden.. Birkaçı bazı üniversitelere Rektör olarak atandı. Ah Prof. Mehmet Barça senden ders almalıydım sen gittin ilin ASBÜ'lerine Rektör oldun oldu mu şimdi. Gerçekten işini seven severek yapan öğrencilerini geliştirmek için, katkı sağlamak için çalışan dekanlarımız oldu. Şundan emin olabilirsiniz şu anda da fakülte için çalışan alanında uzman çok iyi hocalarımız ve dekanımız olduğunu biliyorum. Yani giderseniz acaba demiyorsunuz. Hepside alanlarında yetkin kişiler. İyi kullanırsanız ne ala.( Sayelerinde birçok üst rütbeli yöneticileri dinleme fırsatı edindik.)
Okulda mantık şu şekilde işliyor. Öğrenciye işletme fakültesinde zorunlu dersler veriliyor. Akabinde öğrenciye iş dünyası odaklı seçme dersler veriliyordu. Hani yönetim, organizasyon, pazarlama, operasyon vs(bunların farklı odak alanlarıda var) dersler verildi. Çeşitli derslerden onlarca ingilizce sunum yaptım. Sayısız makale okudum. Ne işe yaradı fıs. Halen işsizim.
Çubuk yurdu güzeldi, 200 250 kişilik sakin bir yurttu.
Şimdi demem o kine. Ben gene okusam gene işletme okurdum. Okul çok seçenek sundu bize, biz kendimizi geliştiremedik.(Kuluçka merkezleri, vs) Geliştirseydik yani bir şirket kurup batırsaydık, ne biliyim, bir alanda çok okuyup uzmanlaşsaydık, kendimizi daha iyi tanısaydık sevdiğimiz alanları bilseydik bu üniversiteden sonra belki çok daha farklı olabilirdik. Zannetmeyinki tamamen boş geçirdim. 20 küsür işe yaramayan sertifika, onlarca konferans, 3 ayrı girişimcilik kursu, ve yatırımcılara iş fikrimi tanıtma dahil birçok aktıvıtede bulundum.Kendi kulübümüzü kurduk, orada yöneticilik yaptım. Erasmus kapsamın yurt dışı bir şirkettte yaz boyunca staj yaptım. YETMİYOR ABİ. Şimdi oturup KPSS kasıyorum. Size şöyle açıklıyayım. Bir arkadaşim var kasiyerlik yapıyor. Diğer bir arkadaşım Amerikanın ünlü bir ekonomi üniversitesine kabul edildi MBA yapıyor.
Yani her şey gene insanın kendine bitiyor. Kendini geliştirmesinde bitiyor. Hani diyorlar artık üniversitenin adı önemli değil. Adını duyuran ve gerçekten kendini geliştirmek için çabalayan sevdiği alanı bulan öğrenci aramızdan sivrilip çıkıyor. Ve bunlar bir şekilde biliniyor. Aranıyor Soruluyor. Ama ortalamaysan abi yok ODTÜ'lü ile sen bir işe baş vurursan seni mülakata bile çağırmıyorlar . Zaten bu seneler özel sektör bir hayli küçüldü. Gene devlet baba alacak bizi. Size şöyle açıklayayım Türkiye'nin sanayi ve üretim olan 5-6 ile ayırım gözetmeksizin yüzü aşkın başvuru yaptım halen yapıyorum aranmıyorum bile. Neyse ya.
" Yani ortalamaysan hayatın boktandır. "